Kelimeler Değilmiş Sihirli Olan

   Onlar farklı dilleri konuşan iki insandı.Ortak kelimeleri,bir elin avucunu doldurmaya yetmeyecek kadar azdı.Gülüşlerinde ve bakışlarında saklıydı her şey.Nefes alıp-verişleri hislerinin telafuzuydu. Dalgaların insan boyuna ulaştığı o gün,ilk kez karşılaştılar.Denizin sesi arkaplandaki müzik rolünü üstlendi.Birbirlerinden hem delicesine çekinen,hem de saniyelerin bile geçmesini istemeyecek kadar dokunma hissi ile yanıp tutuşan iki yabancı.Birbirlerine olan bakışları o kadar anlamlıydı ki,dudaklarından bir türlü dökülemeyen o kelimeler gözlerinden akıyordu.Bir ırmak gibi,oluk oluk...İkisi de bir adım bekliyordu,sonsuzluğu önlerine serecek bir adım.İlk kez hissedecekleri bir beden,ciğerlerine ilk kez çekecekleri yabancı nefesi bekliyorlardı.Kalp ritimleri bile eşzamanlıydı. Vücut sıcaklıklarını paylaşmaları gerektiğini müjdelercesine rüzgar,içinde barındırdığı soğuğu,kadının tenine taşıdı.Artık önlerinde,kollarını bağlamış vaziyette duran o çekingenlik,egemenliğini yitirmişti.Erkeğin güldükçe yüzünde beliren gamzeleri,kadın da çikolata yerken oluşan hazdan bile büyük bir haz oluşturuyordu.Duyu organları tamamen birbirlerine odaklanmıştı.İlk cesaret adımı erkeğin elinde belirdi.Elini kendine güvenen ve karşısındakine hayranlık duyan bir tavırla saçlarına götürdü kadının.Her saniyeye yeni bir anlam yükleniyordu.Ne harflere,ne kelimelere,ne de cümlelere ihtiyaç duydular.Ay onları aydınlatırken,rüzgar birbirine daha çok yaklaştırdı iki yabancıyı.Hayatları boyunca kelimeler dökülen dudakları birleştiğinde,ikisi de ortak bir kanıya vardı."Kelimeler değilmiş sihirli olan..."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mutluluğun Paragrafı

Sevmek Yetmez

Hayal